Ana içeriğe atla

Kayıtlar

HerBokolog Nedir?

Bugüne kadar benim bulunduğum bir ortamda birileri bir şey anlatırken biran "neydi ya?" diye sorduğunda pat diye cevabı yapışıtırırım. Konu fark etmez.  Demek neymiş; her konu hakkında bilgim ya da fikrim en kötü tahminim olmuş. Artık bu bilgilerin yakın çevreme fazla geldiğini anladım. Ve an olarak tüm bilgi birikimimi halkıma sunmaya başlıyorum.  Vatana millete hayırlı olsun.
En son yayınlar

NEDİR BU MİCHELİN YILDIZI?

Malumunuz ülkemizde her TV programından sonra bir sektör ünlü olur. Son dönemin de popüler mesleği: Aşçılık. Aslında biz aşçı diyoruz ama dünya da "Şef" kavramı daha yaygın kullanılıyor. O zaman biraz HerBokologluk zamanı. Okumaya devam :) Hemen başlık Michelin Yıldızı ama sen aşçı şef anlatıyorsun, ne ayaksın lan sen diye söylenmeye başlamayın yakışıklı bir giriş oldu az sabır. Executive Chef, Sous Chef, Chef de Partie böyle devam eder. Executive Chef kimdir? Hemen yazayım:  Mutfak ile ilgili her şeyden sorumlu kişidir. Menünün yaratılması, personel istihdamı, personel idaresi, ve işletme konuları executive chef’in alanıdır. Kendisine aynı zamanda baş şef veya sadece şef de diyebiliriz Hal böyle olunca ülkemizde bu seviyeye gelmiş Şef sayısı maalesef çok azdır. Ayrıca bu şeflerin zaman içinde transfer olmaları da ülke kültürüne katkısı büyüktür. Şef gittiği yere kültürünü de taşır. Yarattığı menüye mutlaka kendi ülkesinden örnekler koyar.  Gelelim Michelin Yıldız...

SPORTİF DİREKTÖR

Ülkemizde ne zaman ki büyük takımlarda seçim olur o zaman kurumsallık kavramı ön plana çıkar. Neden? Çünkü borçlar içinde boğulmuş bir kulübe başkan olarak devam etmenin anahtar kelimesidir. Bu kelimenin de alt metni "Sportif Direktör" dür. Nedir bu işin aslı? Ufak bir araştırma ile FourFourTwo dergisinden Kerem Gürtunca çok güzel bir yazı yazmış konuyla ilgili ama ben biraz daha derine ineyim dedim. (https://f https://fourfourtwo.com.tr/kader-adamlar-futbol-direktorleri  den okuyabilirsiniz) Avrupa'nın en önde gelen liglerinde ki en ünlü takımlarında "sportif direktör" kavramı çok uzun yıllardan beri var. Ne sağlıyor diye soracak olursanız hemen anlatayım. Avrupa'da ki çoğu kulüp aslında şirket ve ona göre yönetiliyor. Nasıl ki her büyük şirkete önemli pozisyonlar için makamlar varsa (CEO, CFO, Müdür, Direktör vs..) futbol kulüpleri de bu yapıya uygun bir şekilde yönetiliyor. Hemen bir örnek Barselona'dan vereyim: SPORT MANAGER FOOTBALL: Josep...

FUTBOL CAHİLİYİZ!!

Düdüklü tencere için düdük neyse futbolda ülkemiz için o; yani ülkenin gazını alıyor, mevzuları değiştiriyor. Peki futbolu ne kadar biliyoruz? Futbolla ilgili bir bok bilmiyoruz. Neden mi?  Her hafta sonu 9 tane Süper Lig, 9 tane de 1. Lig maçı toplam 18 tane önemli maç oynanıyor. Bu maçların birçoğu da canlı olarak yayınlanıyor. Bu takımların birçoğu şehir takımı. Malum tanıştığımızda ilk sorulan soru "Hemşerim (aslı hemşehrim) memleket nire" dir. Memleketçilik çok önemlidir. Her memleketin kendine ait yazılı olmayan örf ve ananeleri vardır.  Ve taraftarların takımının hakkını yendiğini düşündüğü an sıkıntı başlıyor.  Burada bir parantezde büyük takım olarak sayılan; Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş açayım, diyeceksiniz ki bunlar eskilerin mahalle takımı, evet doğru. Ama kuruldukları andan itibaren kazandıkları başarıyla ve o zamanlarda ki ülkenin en kalabalık şehri İstanbul'da olmalarından sebep ünleri mahalleleri aşıyor. Her büyük takımı tutan tar...

ÜLKEDE FUTBOL GERÇEĞİ

Ülkemizdeki hemen hemen her erkek teknik direktördür. Zordur o yüzden herkesi tatmin etmek. Bir diğer zorlukta herkes takımının kazanmasını ister. Kazanmadığında hemen istifa. Sonra biz neden Avrupada yokuz diye gene herkes fikrini ortaya koyar. Peki bu işin doğrusu nedir? Zaman makinesine binip geçmişe gidelim. 1993 senesinde Galatasaray Manchester United'i kupa dışına itince UEFA İnglizlerin sert lobisine boğun eğmiş ve Şampiyonlar Liginin statüsünü değiştirmiştir. 8 takım yerine 16 takım katılmaya başlamış, lig şampiyonları (hepsi değil bazı liglerin) elenmesinler diye direk gruplara alınmışlardır. Bu başarı nasıl gelmiştir Galatasaray'a Alman ekolü sayesinde. Derwall ile başlayan modern futbol serüveni, Mustafa Denizli ile devam etmiş ve Karl Heinz Feldkamp'la zirveyi görmüştür. Neden? Bir anektot ile anlatayım. O zamanlarda stadlarda sezon açılışı gösterisi olurdu. Takım tek tek tanıtılır, sonra kısa bir antreman ve gösteri maçı yapılırdı. O sezon ki açılışa ben de...