Ana içeriğe atla

NEDİR BU MİCHELİN YILDIZI?

Malumunuz ülkemizde her TV programından sonra bir sektör ünlü olur. Son dönemin de popüler mesleği: Aşçılık. Aslında biz aşçı diyoruz ama dünya da "Şef" kavramı daha yaygın kullanılıyor. O zaman biraz HerBokologluk zamanı. Okumaya devam :)

Hemen başlık Michelin Yıldızı ama sen aşçı şef anlatıyorsun, ne ayaksın lan sen diye söylenmeye başlamayın yakışıklı bir giriş oldu az sabır.

Executive Chef, Sous Chef, Chef de Partie böyle devam eder. Executive Chef kimdir? Hemen yazayım: Mutfak ile ilgili her şeyden sorumlu kişidir. Menünün yaratılması, personel istihdamı, personel idaresi, ve işletme konuları executive chef’in alanıdır. Kendisine aynı zamanda baş şef veya sadece şef de diyebiliriz


Hal böyle olunca ülkemizde bu seviyeye gelmiş Şef sayısı maalesef çok azdır. Ayrıca bu şeflerin zaman içinde transfer olmaları da ülke kültürüne katkısı büyüktür. Şef gittiği yere kültürünü de taşır. Yarattığı menüye mutlaka kendi ülkesinden örnekler koyar. 

Gelelim Michelin Yıldızı'na. Evet Michelin bildiğiniz meşhur Fransız lastik markası. Andre ve Edouard Michelin kardeşler tarafında Fransa'da 1889 yılında kurulmuştur. Zaman içerisinde kullandığı teknolojilerle (ilk tubless yani şambrelsiz lastiği üreten firma) dünya markası haline gelmiştir. 

Zaman içinde ise uzun yol yapan kamyoncular arasında daha popüler olmak ve bir nevi reklam yapmak için yol haritasına alternatif yol rehberi çıkarırlar. ilk basım tarihi 1900'lerin başıdır. İçinde yollarda yer alan restoranlar, oteller, servisler, yakıt istasyonlarının yeri, kalitesi, içeriğiyle ilgili bilgiler paylaşıyordu. Aslında günümüzde ki navigasyon aletlerin atasıydı. Ki sadece navigasyon değil farklı uygulamaları da bünyesinde barındırıyordu. Neyse. Zaman içinde Michelin kitabında yer almak firmalar için önemi bir reklam olmaya başladı. Michelin kardeşler bunu fırsat bildi ve fikri geliştirmeye başladı. Kalite onlar için çok önemliydi ve kalitenin takibi mutlaka yapılmalıydı. Ayrıca kamyoncuların bunu bir kazanç kapısı yapmaması içinde bir otokontrol gerekliydi. Ne yaptılar? Oy verme sistemini getirdiler. 

Seyahat eden her bir kişi kitapçıkta ki yere uğradığında aldığı hizmeti ve kalitesini Michelin'e iletiyordu. Bu değerlendirmeler neticesinde mekan Michelin Yıldız ile ödüllendiriyordu. Bunu her sene tekrar edene ise kalıcı yıldız veriyor, 2. senenin sonunda ise her yıl aynı başarıyı gösterene 2. bir sonra ki sene de 3. yıldız veriyordu. 

Bu sistem zaman içinde ayrışma gösterdi ve Michelin sadece restoranları ve otelleri içeren bir kitapçık yapmaya başladı. İşte bu kitapçık sayesinde Michelin Yıdızı ünü tüm dünyaya yayılmaya başladı. Artık kaliteden başka özel yemeklere yıldız verilir oldu. Hele 3 yıldız almış bir günümüz restoranına neredeyse 1 sene önceden rezervasyon yaptırılması gerekiyor.

Bu arada ben de Michelin yıldızlı bir restoranda yemek yedim. Stokholm de bulunan https://www.operakallaren.se/en/ restoranında. İnanılmaz bir servis kalitesi, muazzam bir menü ve her yemeği size anlatarak sunan masadan sorumlu bir aşçı. Baştan söyleyeyim gelen yemekler doyurucu olmaktan ziyade damağa hitap ediyor. 

Sözün özü, kamyoncular için başlayan bir rehber günümüzde lezzetin rehberi oldu. Hatta ihtişamın da denebilir. 









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HerBokolog Nedir?

Bugüne kadar benim bulunduğum bir ortamda birileri bir şey anlatırken biran "neydi ya?" diye sorduğunda pat diye cevabı yapışıtırırım. Konu fark etmez.  Demek neymiş; her konu hakkında bilgim ya da fikrim en kötü tahminim olmuş. Artık bu bilgilerin yakın çevreme fazla geldiğini anladım. Ve an olarak tüm bilgi birikimimi halkıma sunmaya başlıyorum.  Vatana millete hayırlı olsun.

SPORTİF DİREKTÖR

Ülkemizde ne zaman ki büyük takımlarda seçim olur o zaman kurumsallık kavramı ön plana çıkar. Neden? Çünkü borçlar içinde boğulmuş bir kulübe başkan olarak devam etmenin anahtar kelimesidir. Bu kelimenin de alt metni "Sportif Direktör" dür. Nedir bu işin aslı? Ufak bir araştırma ile FourFourTwo dergisinden Kerem Gürtunca çok güzel bir yazı yazmış konuyla ilgili ama ben biraz daha derine ineyim dedim. (https://f https://fourfourtwo.com.tr/kader-adamlar-futbol-direktorleri  den okuyabilirsiniz) Avrupa'nın en önde gelen liglerinde ki en ünlü takımlarında "sportif direktör" kavramı çok uzun yıllardan beri var. Ne sağlıyor diye soracak olursanız hemen anlatayım. Avrupa'da ki çoğu kulüp aslında şirket ve ona göre yönetiliyor. Nasıl ki her büyük şirkete önemli pozisyonlar için makamlar varsa (CEO, CFO, Müdür, Direktör vs..) futbol kulüpleri de bu yapıya uygun bir şekilde yönetiliyor. Hemen bir örnek Barselona'dan vereyim: SPORT MANAGER FOOTBALL: Josep...

FUTBOL CAHİLİYİZ!!

Düdüklü tencere için düdük neyse futbolda ülkemiz için o; yani ülkenin gazını alıyor, mevzuları değiştiriyor. Peki futbolu ne kadar biliyoruz? Futbolla ilgili bir bok bilmiyoruz. Neden mi?  Her hafta sonu 9 tane Süper Lig, 9 tane de 1. Lig maçı toplam 18 tane önemli maç oynanıyor. Bu maçların birçoğu da canlı olarak yayınlanıyor. Bu takımların birçoğu şehir takımı. Malum tanıştığımızda ilk sorulan soru "Hemşerim (aslı hemşehrim) memleket nire" dir. Memleketçilik çok önemlidir. Her memleketin kendine ait yazılı olmayan örf ve ananeleri vardır.  Ve taraftarların takımının hakkını yendiğini düşündüğü an sıkıntı başlıyor.  Burada bir parantezde büyük takım olarak sayılan; Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş açayım, diyeceksiniz ki bunlar eskilerin mahalle takımı, evet doğru. Ama kuruldukları andan itibaren kazandıkları başarıyla ve o zamanlarda ki ülkenin en kalabalık şehri İstanbul'da olmalarından sebep ünleri mahalleleri aşıyor. Her büyük takımı tutan tar...