Düdüklü tencere için düdük neyse futbolda ülkemiz için o; yani ülkenin
gazını alıyor, mevzuları değiştiriyor. Peki futbolu ne kadar biliyoruz?
Futbolla ilgili bir bok bilmiyoruz. Neden mi?
Her hafta sonu 9 tane Süper Lig, 9 tane de 1. Lig maçı toplam 18 tane
önemli maç oynanıyor. Bu maçların birçoğu da canlı olarak yayınlanıyor. Bu
takımların birçoğu şehir takımı. Malum tanıştığımızda ilk sorulan soru
"Hemşerim (aslı hemşehrim) memleket nire" dir. Memleketçilik çok
önemlidir. Her memleketin kendine ait yazılı olmayan örf ve ananeleri
vardır. Ve taraftarların takımının hakkını yendiğini düşündüğü an
sıkıntı başlıyor.
Burada bir parantezde büyük takım olarak sayılan; Galatasaray, Fenerbahçe
ve Beşiktaş açayım, diyeceksiniz ki bunlar eskilerin mahalle takımı, evet
doğru. Ama kuruldukları andan itibaren kazandıkları başarıyla ve o zamanlarda
ki ülkenin en kalabalık şehri İstanbul'da olmalarından sebep ünleri mahalleleri
aşıyor. Her büyük takımı tutan taraftarlar aslında ülkenin bir mozaiğini
oluşturur.
Gelelim cehaletimize. Kısaca bir örnekle zihin açayım. Çocukluğunuza dönün
ve seksek ya da ebeleme oynadığınız zamana. O zamanlarda oyun başlamadan kural
konurdu. Ya eskiden beri süre gelen kurala uyulur ya da buna ek olarak yeni
kurallar getirildi. Oyun başlar herkes kurala uyardı. Neden? Çünkü bilirdi.
Zaman içinde kurallar değişirdi ama oyuncular tarafından ortaklaşa alınır ve
uygulanırdı.
Günümüzde ise ülkenin en önemli sporu FUTBOLUN kurallarını biliyor muyuz?
Hayır. Taraftar her boku bildiğini sanıyor ama bilmiyor. Öğrenmek dahi
istemiyor. Kulaktan dolma bilgilerle kulaktan kulağa oynuyorlar. Peki ya
futbolcular. Onlar da her sezon başında eğitim alıyorlar!! Yani dinliyorsa.
Peki teknik direktörler? Onlarda bilmiyor. Hemen bir örnek hem de ülkenin en
deneyimli teknik direktörü Mustafa Denizli'den: "Mustafa Denizli, maçın 8.
dakikasında Kasımpaşa'nın golünün geçersiz sayıldığı penaltı pozisyonunda kural
hatası olduğu iddiaları hakkında şunları kaydetti: "Kurallar maçın
tekrarlanmasını gerektirirse tabii ki oynarız. Tam emin değilim ama kaleciden
dönen toptan sonra kazandığınız golde vuruştan önce ceza alanı
ihlali varsa kuralın bu olduğunu söylediler. Bana verilen bilgi bu
şekilde. Kuralın içinde ince detaylar da var. İşin doğrusunu öğreneceğiz."
Bana söylediler diyor. Bilgi bu şekildeymiş. Kim demiş? Kime
demiş? Ne demiş? Yani balık baştan kokuyor.
Peki hakemler biliyor mu? Biliyorlar ama işlerine
gelmiyor. Her maçta başka başka hakemler benzer pozisyonlarda farklı kararlar
veriyorlar. Neden? Kurallar açık değil mi? Neymiş hakem yorumlamış. Olmaz hakem
yorumlayamaz. Yorumlarsa adalet kavramı ortadan kalkar. Keyfi bir idare ortaya
çıkar.
İşte günümüzde ki en büyük
sıkıntı bu. Bilgisizliğin olduğu yerde kimin düdüğü çalarsa o haklı.
Çözüm yok mu? Olmaz mı var tabii. Çok kolay. MHK başkanı
devletin yayın kanalı TRT SPOR’a çıkacak ve anlatacak. Neyi mi? Açacak kural
kitabını birinci sayfadan başlayacak madde madde anlatmaya. Gerekirse video örnekleriyle
destelenecek. Bu daha ligler başlamadan olacak. Gerekirse ara ara tekrar
edilecek, ya da her hafta maçlarda ki pozisyonları çıkıp yorumlayacak ve hakemin
notunu açıklayıp başarılı ya da başarısız diyecek.
Madem ki futbolcular, teknik direktörler ve yöneticiler
ceza alıyor, adalet sağlamakla görevli hakemlerde ceza alacak. Eğer MHK başkanı
açıklayamıyorsa o da istifa edecek yerine yapan gelecek.
Böylece hakemleri koruyoruz kisvesi altında HAKEM
YORUMLARININ önüne geçilecektir. Ve böylece HAKEM emeklilerinin de yanlış
yorumlarının önüne geçilecek. Ve böylece hakemlerde kuralları uygularken aklı
karışmayacak. Ve böylece aklı karışan hakem MHK tarafından uyarılacak gerekirse
her hafta eğitime tabii tutulacak.
Peki bu milyon doların döndüğü bahis şirketlerini mutlu eder
mi?
Yorumlar
Yorum Gönder