Ülkemizdeki hemen hemen her erkek teknik direktördür. Zordur o yüzden herkesi tatmin etmek. Bir diğer zorlukta herkes takımının kazanmasını ister. Kazanmadığında hemen istifa. Sonra biz neden Avrupada yokuz diye gene herkes fikrini ortaya koyar. Peki bu işin doğrusu nedir?
Zaman makinesine binip geçmişe gidelim. 1993 senesinde Galatasaray Manchester United'i kupa dışına itince UEFA İnglizlerin sert lobisine boğun eğmiş ve Şampiyonlar Liginin statüsünü değiştirmiştir. 8 takım yerine 16 takım katılmaya başlamış, lig şampiyonları (hepsi değil bazı liglerin) elenmesinler diye direk gruplara alınmışlardır.
Bu başarı nasıl gelmiştir Galatasaray'a Alman ekolü sayesinde. Derwall ile başlayan modern futbol serüveni, Mustafa Denizli ile devam etmiş ve Karl Heinz Feldkamp'la zirveyi görmüştür. Neden? Bir anektot ile anlatayım. O zamanlarda stadlarda sezon açılışı gösterisi olurdu. Takım tek tek tanıtılır, sonra kısa bir antreman ve gösteri maçı yapılırdı. O sezon ki açılışa ben de gitmiştim 16 yaşındaydım 1992 senesiydi. Ve Feldkamp'ın yaptırdığı antreman herkesi hayretler içinde bırakmıştı. Hatta arkamda oturan abiler sahaya "hoca yavaş ol adamlar sakatlanacak" diye bağırıyordu. Rahmetli hocamız ise büyük bir sabırla sağ kanattan Yusuf'a nasıl orta açması gerektiğini gösteriyordu. Yani temel eğitimle başlamıştı işe.
26 sene geçmiş üstünden ve geldiğimiz nokta bize hala temel eğitimimizin olmadığını gösteriyor. Alt yapılarımızdan oyuncu yetiştirmekte yetersisiz. Belkide değiliz ama liyakata bakılmadan alt yapılara hoca atandığı için gerçeği belki de hiçbir zaman bilemeceğiz.
TFF yani Futbol Federasyonunun 20 sene önce bu işe el atması gerekiyordu. Milli Eğitim Bakanlığının desteliğle tüm ülkede futbol ayaklanması gerçekleştirnesi şarttı. Ama nedense bir türlü olmadı!! Hala geç değil ama Altınordu dışında bu işi doğru yapan maalesef yok. O kulüpte etik değerleri ve rekabet ruhunu, biz süper lige çıkmayacağız diyerek, hiçe sayıyor. Yani aleni şike yapıyorlar ve bunu genç beyinlere nasıl anlatıyorlar merak ediyorum. TFF ise ceza vermiyor tabii.
Bugünlerde ise konu Lucescu üzerinden dönüyor. Neymiş 73 yaşındaki bir Romen nasıl olursa Milli Takım Teknik Direktörü olurmuş. Senin ülkende senin en güzide 2 kulübünü şampiyon yapmış mı? Yapmış. Yetmemiş yetersiz bir kadro ile Real Madrid'den Süper Kupayı almış mı? Almış. 12 sene Rus liginde başarılı olmuş mu? Olmuş. Modern futbolu biliyor mu? Dibine kadar. O zaman ne istiyoruz. Aslında istediğimiz futbol cahilliğimizin ortaya çıkmaması. Lucescu gidince yerli bir antrenör gelecek herkes istediği gibi at koşturacak. Zanediyorlarki yerli antrenör gelince bütün maçları kazanacağız!!!
Artık yapılması gerekeni az sonra UEFA seve seve yaptırmak üzere. Transfer sınırı!! Böylece alt yapıdan oyuncu bulmak zorunda kalacağız. Hatta yok sayılan 2. ve 3. Lig takımlarında ki futbolcuları keşfedeceğiz. Ama bununla da bitmiyor!! TFF adaletli ve tarafsız olarak futbolu yönetecek.
Herbolokog der ki: Bırakın Lucescu yeni bir nesil ile yeniden Milli Takımı inşa etsin. Bırakın 30 yaş üstü sorunlu futbolcular dışarda kalsın. Bırakın gençler modern futbol öğrensin, modern antreman yöntemlerini görsün.
Zaman makinesine binip geçmişe gidelim. 1993 senesinde Galatasaray Manchester United'i kupa dışına itince UEFA İnglizlerin sert lobisine boğun eğmiş ve Şampiyonlar Liginin statüsünü değiştirmiştir. 8 takım yerine 16 takım katılmaya başlamış, lig şampiyonları (hepsi değil bazı liglerin) elenmesinler diye direk gruplara alınmışlardır.
Bu başarı nasıl gelmiştir Galatasaray'a Alman ekolü sayesinde. Derwall ile başlayan modern futbol serüveni, Mustafa Denizli ile devam etmiş ve Karl Heinz Feldkamp'la zirveyi görmüştür. Neden? Bir anektot ile anlatayım. O zamanlarda stadlarda sezon açılışı gösterisi olurdu. Takım tek tek tanıtılır, sonra kısa bir antreman ve gösteri maçı yapılırdı. O sezon ki açılışa ben de gitmiştim 16 yaşındaydım 1992 senesiydi. Ve Feldkamp'ın yaptırdığı antreman herkesi hayretler içinde bırakmıştı. Hatta arkamda oturan abiler sahaya "hoca yavaş ol adamlar sakatlanacak" diye bağırıyordu. Rahmetli hocamız ise büyük bir sabırla sağ kanattan Yusuf'a nasıl orta açması gerektiğini gösteriyordu. Yani temel eğitimle başlamıştı işe.
26 sene geçmiş üstünden ve geldiğimiz nokta bize hala temel eğitimimizin olmadığını gösteriyor. Alt yapılarımızdan oyuncu yetiştirmekte yetersisiz. Belkide değiliz ama liyakata bakılmadan alt yapılara hoca atandığı için gerçeği belki de hiçbir zaman bilemeceğiz.
TFF yani Futbol Federasyonunun 20 sene önce bu işe el atması gerekiyordu. Milli Eğitim Bakanlığının desteliğle tüm ülkede futbol ayaklanması gerçekleştirnesi şarttı. Ama nedense bir türlü olmadı!! Hala geç değil ama Altınordu dışında bu işi doğru yapan maalesef yok. O kulüpte etik değerleri ve rekabet ruhunu, biz süper lige çıkmayacağız diyerek, hiçe sayıyor. Yani aleni şike yapıyorlar ve bunu genç beyinlere nasıl anlatıyorlar merak ediyorum. TFF ise ceza vermiyor tabii.
Bugünlerde ise konu Lucescu üzerinden dönüyor. Neymiş 73 yaşındaki bir Romen nasıl olursa Milli Takım Teknik Direktörü olurmuş. Senin ülkende senin en güzide 2 kulübünü şampiyon yapmış mı? Yapmış. Yetmemiş yetersiz bir kadro ile Real Madrid'den Süper Kupayı almış mı? Almış. 12 sene Rus liginde başarılı olmuş mu? Olmuş. Modern futbolu biliyor mu? Dibine kadar. O zaman ne istiyoruz. Aslında istediğimiz futbol cahilliğimizin ortaya çıkmaması. Lucescu gidince yerli bir antrenör gelecek herkes istediği gibi at koşturacak. Zanediyorlarki yerli antrenör gelince bütün maçları kazanacağız!!!
Artık yapılması gerekeni az sonra UEFA seve seve yaptırmak üzere. Transfer sınırı!! Böylece alt yapıdan oyuncu bulmak zorunda kalacağız. Hatta yok sayılan 2. ve 3. Lig takımlarında ki futbolcuları keşfedeceğiz. Ama bununla da bitmiyor!! TFF adaletli ve tarafsız olarak futbolu yönetecek.
Herbolokog der ki: Bırakın Lucescu yeni bir nesil ile yeniden Milli Takımı inşa etsin. Bırakın 30 yaş üstü sorunlu futbolcular dışarda kalsın. Bırakın gençler modern futbol öğrensin, modern antreman yöntemlerini görsün.
Yorumlar
Yorum Gönder